6.2.13

grumpy

sabahları kalktığımda
kahvaltı etmek gibi bi kaygım olmuyo.
 hatta bi gün beslenmesem
beynime kan gitmese,
insanların tuhaf davranışlarını düşünmesem,
canım hiç acımaz.
sağlıklı beslenmek umrumda değil.
ne zayıf bi insan oldum,
ne kilo problemi olan.
ben kötü gözükmediği halde
kendini sakınanım.
hep yalnızlık varsa sonunda,
yalnızlık ömür boyuysa
evlilik ölsün.
yorgunluk bi insanı üzmenin,
teşekkür etmeyi bile aklına getirmemenin,
bi insanı kendinden kilometrelerce uzaklaştırmanın
bahanesi olmasın.
 sigara bitsin.
azalarak falan değil,
birdenbire.
bi sabah uyanalım,
sigara hiç icat edilmemiş olsun.

bilmiyorum, çok şey istiyorum sanırım.
eğer dünyadan beklentilerim
altınlarla, gösterişle, eşyayla,
başkalarını kendime imrendirme kaygısıyla sınırlı olsaydı
eminim hayat kolay olurdu.
elde eder,
tamam der,
mutlu olurdum.

ama hayatın bu haliyle
sürekli isyan ediyorum.
sanki bazı şeyleri ben yaşamıyomuş gibiyim.

üzülüyorum, unutuyorum,
tekrar üzülüyorum, alışıyorum,
başka bişeye üzülüyorum.
daha iyiye gitmesi gerekirken
karanlığa doğru dik bir eğimin içindeyim.
kendime dışardan bakıyorum.
bazen bişey yaşarken
bunu ben yaşasam asla tahammül etmezdim bile diyorum.
gücümü topluyorum,
değiştirmek için bazı düzenleri.
 düşünüyorum..
bazı insanlar için,
onlardan daha fazla.
ve merak ediyorum,
 enerjilerini tek bi insanı mutlu etmeye bile harcamazken
neden bu kadar
yorgun,
mutsuz,
 olumsuzlar?

17 yorum:

  1. Çünkü benmerkezci, egosundan insanlığı görünmeyen, hayatını para üzerine kurmuş iki yüzlü yalancılardır insanların %90'ı...
    Üzgünüm, ama kabuğuna çekildiğinde yaşamayı, ufak şeylerle mutlu olup onlar hiç yokmuş gibi davranmayı veya en kötüsü ağzına geleni sayıp doyasıya eleştirip konuyu kapatmayı öğreniyorsun.

    Ha bir de evlilik, veya birlikte yaşam veya şu veya bu kısaca aşk. İşte bütün bunlara dayanma gücü verdirene kadar hiçbir yaşadığına aşk dememeli. "Aşk" diyebildiğinde ise zaten, çoğu problem silinir gözünden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yüzde doksanın tam tersi kitleyi temsil etmesi gerekmez mi? dünya öyle bir yer olmamalı mı? babam bana ortaokuldayken doğum günümde bi kitap hediye etmişti, dünya büyül bir yer diye. sanırım ben o zamanda sıkışıp kaldım.

      Sil
    2. Aslında bir yandan da büyülü, ne kadar güçlü olup o güzellikleri ne kadar farkedebileceğinle ilgili.

      Sil
  2. Sabah kalktigimda kahvalti ederken ya ekmek çabuk biterse gibi bir kaygim oluyo. Kilo almami hatta beynime kan yerine kek börek gidiyor olduğunu umursamamaya calisiyorum. Bir gun uyansam ve sigara hic icat edilmemis olsa çünkü yolda yürürken suratima gelen dumandansıkıldım fazlasıyla. Ve insanlar laf koyma cabasinda degilde kirmadan yasama cabasinda olsa yada o kismi es gectim ben istikrarli bir diyete girsem, belki daha olumlu olurdum zayif olunca. Gerisi ayni, begendim yazini kensi dusuncemide ekleyeyim dedim, hic bir sey icin uzulmeye degmez, dizi bitmeden biten ekmek disinda. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir büyülü ayraç olsa; seni kalorilerden beni sürekli şikayet eden insanlardan ayırsa acıtmadan..

      Sil
  3. Adsız00:53

    Sabah kalktigimda keske olumsuz seyler beynimden silinmis olsada agiz tqdiyla.kahvalti.yapsam. Artik kimseyi kirmamak icin dislerimibsikmasqn. RAhat biraksam kendimi. YAnimda uyurken kul tqblasina sarilmasam. SAdece gulsem sinirlerim alinsa. COcugumu istedigim gibi yetistirememekten endiselenmesem. Sİr bu endise yiyip bitirmese. COcugumla olan iliskime kimse burnunu sokmasa. MUtlu numqrasi yapmasam, gercekten mutlu olsqm.

    YanıtlaSil
  4. İşte bazen böyle keşke düşünmesek diyoruz ama düşünüyoruz yine de.
    Tuhaf bir durum.
    Hayat gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle, tuhaf bi durum; hayat gibi..

      Sil
  5. aaaa yaşıyorsun buna hayat diyollar.
    yok öle bi dünya öbür türlüsü yok daa yapılmadı.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. işte küçükken hayat dedikleri öyle ballı börek gibi anlatıldı ki, biz toplu hayal kırıklığı yaşıyoruz.

      Sil
  6. Bu dünyada yeterince yaşamayanların serzenişleri bunlar :D
    Yalan değil, tam 30 yaşımdaydım "Koy g.tüne rahvan gitsin" dediğimde. Hakikaten dedim bunu. Çırpınmaktan, bir şeyleri değiştirmekten, insanlarla uğraşmaktan, onları kendi bildiğim "iyi" ve "doğru" kalıplarına sokmaya çalışmaktan falan vazgeçtiğimde sene 2010'du. Beklentilerimin sesini kıstım kıstım kıstım neredeyse duymayacak hale geldim, sonra "Hayırlısı"nın sesini açtım açtım açtım... "Zeynep, artık Resmi tatillerde de çalışacaksın" "Hayırlısı". "Kusura bakmayın istediğiniz renkte elbisenin size göre bedeni yok" "Hayırlısı". "Defol git Zeynep, senden nefret ediyorum" "Hayırlısı"...
    Bilmiyorum bu dinginlik hangi yaşta bozulacak ama memnunum ben bu halimden. Yaşamı her bir öğesiyle, olduğu gibi kabullenmek meziyet değil zaman gerektiriyor sadece.
    Son bir şey: Allah aşkına birilerini mutlu etmeye çalışmak adına kendin üzülme. Ne istediğini bil, planını programını yap ve uymalarını sağla. Asla köprü ya da elçi olma. ASLA! İnsanların birbirlerine söyleyecekleri bir şey varsa bırak karşılıklı konuşsunlar. "Şu an çok yoğunum, ben telefon numarasını mesaj atayım siz direkt onu arayın". Zor bir şey değil. Bir süre sonra onlar da sen de alışıyorsun.
    Çok konuştum, gidiyom.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 30umu bekleyemem, çok var. olgunlaşma enstitüsüne de gidemem. size gelsem olur mu? gözlemlemeden anlayamama gibi bi problemim var da benim.

      Sil
    2. Hiiii!!! Gelsen negzel olur. Ay! Heyecan yaptım birden sanki yarın gelecekmişsin gibi. Yumoş çiçek bahçesi kokulu renkli nevresim sererim sana oturma odasındaki kocaman çekyata. Orda D-smart'lı TV de var. Sana özel. Sora hava güzel olursa Gülbilge'nin kangurusunu sana bağlarım, gezeriz beraber (Kötü bi emelim yok valla, sen taşımak istersin diye şeettimdi). Sora senle evin için ıvır zıvır alırız. Ben sana kurabiye yapmaya çalışırım. Hmmmm.....?!

      Sil
    3. hepsi harika da benim belim kırık kangoru taşıyamam, onu taşıyabilsem kesin gelirdim ama böyle planın bi parçası eksik kalınca başlamıyorum ben prensibim gereği. evim yok ki daha benim(: oyy zeyneğp ben eskişehire geldiğimde illa ki görcem seni.

      Sil
    4. Hohihohi! Zaten Gülbilge benden başkasının kesesinde ikamet etmeyi kabul etmiyo. Nezaketen teklif etmiştim.
      Eskişehir'e gelip de beni göremeyeceğini mi sandın?
      Şehrin bütün girişlerine adam diktim, eşgalini de verdim (nerden biliyosam artık) sen geldiğin an haberim olur. (Pisikopata mı bağladım acaba?)

      Sil
    5. ahaha(: ben yazın gelcem sana nişan çikilatası getircem.

      Sil

 
;